Kayıtlar

Aralık, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
Ne hırsım ne vuslatım ne tılsım ne sus payı Bi nefretim var düşünüyorum bazen onu kusmayı Bazen istiyorum kan kusmanızı Bu benim elimdeyken tehlikeli uçtasınız 
Ölüm bahçesinde en kırmızı gül benim Dün denen yalanlarla geçti bak en güzel günlerim Dün değil bugündeyim bugün senin bu dün benim Ve öyle sert de birisi değilim gülseniz gülümserim
Resim
Vaz geçilmiyor senden. Bak yine yağmur anlatıyor seni. Hemde aynı seni anlatıyor. Bir çok insana hayat verirken, Bir kaç insanıda mahcup bırakıyorsun güneşe.. Güzel olan her şey gibi sende zararlısın. Sağlığa,hayata,dünyaya...
Kahvemden al. Dudağımdan dökülmeden onu bul. Kulağına ulaşmadan deki sus. Benim utancım kendime yeter zaten. Seni sevdim ya destursuz. Bak taşıyorum külfetini. Bana bu cürreti verme dedim. Ama dinlemedin...
Bir cümle yazdım başı sen sonu sen Hayal ettim yine sen ve ben  Küçücük yaşlı bir ev  Elimden tut ve peşimden gel
Eksildim. Günden güne eskitildim. Yine es geçildim. Hep bekletildim, hiç geri dönmediler. Ağzımla kuş tuttum yine görmediler. 'Yaz' dedi kalem 'onu yaz' dedi bana. Dök dedi içini ki sesin duyulsun. Alıştırmadan peşin söyle ki açık sözlü kişiliğine vurulsun. Tam yeri şimdi bana şans dile. Tedirginim eteğimdeki taştan bile. Bunu yazmam bir intihar. Bile bile sessiz kalmam bir daha! Ne yaparsan yapim yine aynı sonuç. Ama yaşarken ölmek zor bir durum. Bunu kabullenip kendime gelmem şart. Acıların en onursuzudur aşk!
Şimdi yağmur yağıyor usulca düşüyor damlalar, Göz yaşları gibi. İncinecek bir çiçek var sanki, Bir çiçek… Senin gibi dirençli ve coşkun Senin gibi sessiz ve güzel Senin gibi hayat yüklü ve narin Senin gibi hasret kokan…