Zamansız Ağrılar

yoruldum artık sana gel demekten
koş demiyorum sana gel emekle
aşkın motiflerini dokudum el emekten
gelmeyecek gelde bekle

yolcu yolunda gerek yolum sana
yolum sanaysa giderim yorulsamda
misafirliğini beğenmedim bunu saymam
gelmeyişinin sebebi seviyorum sanman.

ellerin ve  önümde dertler masası
ne kadar seni aşsamda dolmuyor aşk kasası                                                          
bırakta yaşasın içimde sen dediğimde
tek hayalimdi aslında zorlukları benle aşasın                                              

gözlerimin önünde artık hayatın perdesi                                                            
ben bin kere giderim yeterki gel desin                                                            
sen günahtan hoşlanmazsın peki ozaman                                                              
kalbimin kırıntılarına ayaklar altına ser bizi

bu şehrin her köşesi bana seni hatırlatır
gidicem ama yol uzun hazırlayın katırları
gençliğime saplanır yazdığım satırlarım
çocukluğumu ayaklarında salla sonra yatır

yoruldum artık bana gel dedirtme
gel dedirtme güzelim e gel delirtme
olacaksa eğer bir şeyi kırk kere deyince
kırk kere gel ozaman yoksa delircem

aşkın elli tonu gel de bul şu sonu
bir kere ses versen her saniye sen solurum
sen solunum sende ben yorumum
sseni hayal ederken beyin dinlenir ciğer yorulur

yoruldu ciğerlerim
dünyada iki çeşit insan vardı sen ve diğerleri
sanada değer verip
dünyanın yükünü sırtladım bana eğer verip

benden koşmamı da bekleme
gün boyu çekerim kokunu asıp burun direklerime
sende artık diretme gel direk be

zamansız ağrılar yine başlıyor sancılarım
üç vakte sevilceksin dedi zamanın falcıları
gözlerin ceylan gibi kalbimde seker durur
ellerin gittiği gün avuçlarımda avcı kalır

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mısralarca Kadın

Ay Gecesi